Buradayız, Kadınlarla Değiştireceğiz!

Birleşerek dayanışmamızı büyütüyor, 14 Mayıs’ta tek adam rejiminin felaket iktidarını gönderiyoruz.

Öfkemizle hesap sormaya, yeni yaşamı kurmaya, kadınlarla değiştirmeye geliyoruz. 

Cumhuriyet’in ikinci yüzyılını kadınlarla değiştireceğiz!

Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren demokrasi ve özgürlükler krizi hiç bitmedi.

Kimliklerimiz, kültürlerimiz, cinsiyetimiz, emeğimiz, irademiz dışlandı.

Katliamlar, darbeler, sıkıyönetimler, OHAL’ler, KHK’ler, anayasalar… Baskı altına alınmaya çalışılan hep bizlerdik.

Erkek egemen iktidarlar bin yıllardır biz kadınları görmezden geldi. Evlere hapsetmeye çalıştı, emeğimizi değersiz gördü, şiddet uyguladı, kadın kimliğimizi yok saydı.

22 yıllık “tek adam” rejimi, en fazla kadın cinayetinin yaşandığı dönem olarak tarihe geçti. Kadın katillerine cezai indirim sağladı.

Kadın işsizliğini ve yoksulluğunu arttırdı. Kadınları evde bakım işlerine ve erkeklere mahkûm etmek istedi.

İlmek ilmek ördüğümüz kazanımlarımızı gasp etmeye çalıştı. İstanbul Sözleşmesi’ni yürürlükten kaldırdı.

Kadın mücadelesini yok etmek için bizi yasaklar, gözaltılar, işkenceler ve cezaevleri ile susturmaya, hayatlarımızı dar etmeye çalıştı.

Doğamızı katletti! Doğal afeti toplumun felaketine dönüştüren bu iktidar on binlerce kişinin yaşamını yitirdiği depremi “asrın felaketi” yaptı.

Savaş politikalarıyla toplumsal krizi derinleştirdi. Özel savaş politikalarıyla irademizi yok saymak istedi.

Kadınların direnişleri, erkek devletin cinsel şiddet politikalarıyla sindirilmeye çalışıldı.

Baskılarla bizi kuşatma altına almaya, nefessiz ve savunmasız bırakmaya çalışanlara karşı her yerdeyiz! Her yeri özgürleştirmek için bu tekçi düzeni kadınlarla değiştiriyoruz.

Cumhuriyet’i bizler için; kadınlar, halklar, emekçiler, bütün öteki ve ezilenler için demokratikleştirmeye geliyoruz!

Erkek ittifakına karşı kadınlarla yeni yaşamı inşa etmeye geliyoruz!

Bizler her türlü ezilmeye, sömürülmeye karşı eşitlikte ve özgürlükte ısrarlıyız, kadınlarla birlikte değiştirmekte kararlıyız.

Çünkü biliyoruz ki bizlere yalnızca ölüm ve zulüm vadeden erkek egemen bu düzeni ancak kadınlarla birlikte değiştirebiliriz.

Seçeneksiz değiliz; birlikte, 3. yolda Demokratik Cumhuriyet’e!

Biz kadınlar ne demokrasiyi ortadan kaldıran Cumhur İttifakı’na ne de vesayetçi geçmişi özleyen eski anlayışlara mecburuz. Büyük seçenek önümüzde; partimizin  3.Yol’u kadınların özgürlük yürüyüşünün yoludur. 

Hayatın içinden, özgürlükçü ve demokratik bir cumhuriyet için biz hazırız!

Eşit ve özgür bir toplum için daha çok kadın daha çok yaşam!

Bizi yok sayan, karar mekanizmalarından dışlayan, evlere kapatan, yaşamımıza müdahale eden, bedenimizi ve emeğimizi sömüren gaspçılara ‘artık yeter’ demek için ayağa kalkıyoruz.

Söz, ifade, örgütlenme ve barışçıl eylem yapma özgürlüğünün önündeki bütün engelleri kaldıracağız.

Sözümüzü, düşüncelerimizi, kararlarımızı, eylemlerimizi yargı şiddetiyle bastırmak isteyenlere karşı mücadele ediyoruz.

Çağrımız rantçı, tekçi ve cinsiyetçi siyasetlere karşı toplumumuzu kadın özgürlükçü ve eşitlikçi partimizin rengârenk yapraklarıyla yeniden örmeye.

Kadınların dayanışmasından ve mücadelesinden öğrendiklerimizle eşit ve özgür bir toplumu hep birlikte inşa edeceğiz.

Gücümüz, inancımız, umuduz var! Hayatlarımız hakkında kendimiz karar almak için kadınlarla değiştiremeye geliyoruz!

Güçlü demokrasi kadın özgürlüğünün ve çoğulculuğun temsili ile mümkün!

Biz kadınlar güçlü bir demokrasi için eşitliğin, katılımcılığın, çoğulculuğun ve yerelin esas alınması gerektiğini biliyoruz. Yürüyüşümüz demokrasi ve eşitliğe doğrudur!

Partimiz ile meclis; kadınların, emekçilerin, halkların, gençlerin, LGBTİ+’ların, engellilerin, çocukların, kültürlerin, inançların, tüm ezilenlerin meclisi olacak.

Meclisi herkesin kendini kendi kimliği, dili ile ifade edebildiği çoğulcu bir yapıya kavuşturmaya geliyoruz!

 

Yerel demokrasi güçlenmeden gerçek demokrasi güçlenemez!

Tekçi ve merkeziyetçi iktidarlar yönetiminde toplumun maruz kaldığı baskıya karşı yerelin öz gücüyle birlikte yürüyoruz.

Yerel demokrasiyi büyütmeyi ve kadın meclislerinin, inisiyatiflerin, sendikaların, meslek örgütlerinin, sivil toplum örgütlenmelerinin kent yönetimlerinde, söz ve karar mekanizmalarında yer almasını savunuyoruz.

Belediyeleri, kenti ve tüm yaşam alanlarını betona gömen politikalara karşı kentlerimizi ekolojik, yaşanılabilir alanlar haline getirmeyi hedefliyoruz.

Kadınlar olmadan yerel demokrasi olmaz, yerel demokrasi olmadan da demokratik bir cumhuriyet olmaz! Biz kadınlar Demokratik Cumhuriyeti için geliyoruz!

Kadın düşmanı kayyımlar gidecek!

Yerellerin geçmiş deneyimlerini, emeğini ve öz gücünü yok sayarak toplumu savunmasız bırakan kayyımlar, önce kadın çalışmalarımızı hedef aldı, kadın kurumlarımızı kapattı.

Oysa kadınların, çocukların, yaşlıların, engellilerin, kısacası tüm toplumun ihtiyaçlarını sokaklarda, mahallelerde, yaşamın içinde olan biz kadınlar en iyi biliriz.

Bu yüzden kayyım siyasetini reddediyoruz. Kadınların aktif katıldıkları ve örgütlendikleri yerel demokrasiyi adım adım inşa ediyoruz.

6 Şubat depreminin ilk üç gününde bölgeye bir vinç dahi gönderemeyen AKP-MHP iktidarına karşı yerel demokrasiyi tesis etmek ve kayyımlara son vermek için geliyoruz!

Eşbaşkanlık mor çizgimizdir: Yaşasın birlikte eşit yönetim!

Nasıl ki yaşarken birlikteyiz, yönetirken de birlikte olacağız! Tarihsel büyük kazanımımız olan eş başkanlığı savunmaya devam ediyoruz!

Eşit temsiliyet ve katılım için eş başkanlığı siyasetin ve yönetimlerin bütün kademelerinde uygulayacağız.

Kadınları bir yönetim ve karar verme iradesi olarak gören partimiz ile eşitliğe doğru yürümek için geliyoruz!

Erkek siyaset değil, demokratik siyaset için Meclis’te kadınların zamanı!

Erkek-devlet-sermayenin yarattığı krizler siyasetin kurucu öznesi olan kadınlar olmadan çözülemez. Siyasetin toplumsallaşması için özgürlükçü bir mücadele yürütüyoruz.

Kadınların siyasette ve bütün karar mekanizmalarında daha çok olmasını sağlayacağız.

Talan ve yolsuzluk siyasetine karşı demokratik siyasetin her alanda yaşam bulması için Meclisi de siyaseti de değiştireceğiz.

Kadınlarla ilgili tüm sorunlara doğrudan kadınların ve kadın örgütlerinin çözüm geliştirdiği Kadın Bakanlığını kurmaya geliyoruz!

Kadınların olmadığı Anayasaya hayır!

Kadınların ve kadınların belirleyiciliğinin olmadığı anayasaya ‘hayır’ diyoruz. Bütün kimliklerin, dillerin, inançların tanındığı ve güvence altına alındığı demokratik anayasa için birlikte çalışacağız.

Eşit yurttaşlık temelinde özgür bir şekilde yaşamak için demokratik bir anayasayı kadınlarla birlikte, kadınların hayatları, talepleri, hayalleri ile hazırlamak için geliyoruz!

Erkek adalet değil, gerçek adalet!

Mahkeme salonları şiddet faillerini ve katil erkekleri yargılayan yerler değil, kadınları yeniden şiddete maruz bırakan yerler haline geldi. Kadınları katleden erkeklere tahrik ve iyi hal indirimleri veriliyor.

Kadın katilleri ellerini kollarını sallayarak sokaklarda gezerken kadın özgürlüğü için mücadele eden kadınlar hapsediliyor.

Kadınların ihtiyaçlarını ve hakikatlerini esas alan yeni bir adalet anlayışı için gerekli tüm adımları atacağız.

Gerekli düzenlemeler yapılarak, KHK’li emekçilerin, Barış Akademisyenlerinin işlerine iadesini, siyasi tutsak kadınların serbest bırakılmasını, siyasallaşmış yargı şiddetiyle yurt dışında yaşamak zorunda bırakılanların geri dönmesini sağlayacağız.

Kadınların ve tüm toplumun haklarının korunması için tarafsız ve bağımsız yargı ve gerçek adalet için geliyoruz!

Onurlu bir barış kadınların büyük yürüyüşüyle geliyor!

Yüzyıllardır bu topraklarda inkâr edilen, asimilasyon politikalarıyla dili ve kültürü yok sayılan, bin bir emek ve bedelle bugünlere gelen Kürt halkının özgürlük mücadelesi var. Savaş ve şiddet politikaları Kürt halkının mücadelesine engel olamadığı gibi Kürt sorununa çözüm de olmuyor.

Savaş yaşamlarımızı, sevdiklerimizi, doğamızı çalıyor. On yıllardır devam eden bu savaşın hem mağduru hem direnenleri olarak biz kadınlar barışın ne olması gerektiğini en çok bilenleriz.

Kürt sorununun çözümünün ancak masada, muhatapları ile yapılan müzakerelerle çözüleceğini söylemeye devam ediyoruz. 

Haklarımızın tanındığı, yasal güvenceye altına alındığı bir demokratik çözüm masasında biz kadınlar kurucu özne olarak yer almaya, bu ülkeye onurlu barışı kadınların büyük yürüyüşüyle sağlamaya geliyoruz!

Dış politikada barışı savunuyoruz!

Kadın mücadelemizi halkların birlikte yaşamı üzerine kuruyoruz. Dış politikada militarizme, kutuplaştırmaya, savaş ve işgal politikalarına karşı çıkıyor sorunların müzakere ile çözülmesini savunuyoruz.

Erkek egemen iktidarlar tarafından kışkırtılan savaşlara dur demeye ve tüm halklarla her türlü dostane ilişkinin kurulmasını sağlamaya geliyoruz!

Bütçeyi cinsiyet eşitliği temelinde yapacağız!

Türkiye halkları her geçen gün yoksullaşırken, iktidar saraylar yaptırmaya, kendini ve yandaşlarını zenginleştirmeye devam ediyor.

Yoksulluk ve yoksunluk ise en çok kadınların hayatını vuruyor! En çok işsiz kalanlar, hayatlarından fedakârlık yapanlar bizleriz.

Artık yeter! Bir avuç erkeğin bizlerin emeğini sömürerek zenginleşmesine izin vermeyeceğiz.

Eşit, özgür bir şekilde, bu günümüzü ve geleceğimizi güvence altında yaşamak için değiştireceğiz.

Savaşlara değil yaşama bütçe diyoruz. Kadınların ihtiyaçlarını/taleplerini esas alan toplumsal cinsiyet eşitlikçi bütçeler yapmak için geliyoruz!

Genç kadınlarla birlikte; umutlu, eşit ve özgür yaşama!

Partimiz, bugünün ve özgür yarınların kurucu gücü olan genç kadınların partisidir.

Demokratik bir toplumda genç kadınların özgür, eşit, adaletli ve güvenceli yaşam hakkını güvenceye kavuşturacak koşulları oluşturacağız.

Her türlü şiddetten uzak hayatta kalma endişesi duymadığı bir toplumsal yaşam için gerekli adımları atacağız.

Genç kadınların özgürlükleri ve nitelikli eğitim, sağlık, barınma ve ulaşım hakkı için yürüyüşlerinin gücü ve dinamizmiyle geliyoruz!

Ekolojik Demokratik Cumhuriyet için geliyoruz!

Erkek egemen kapitalizm, rant ve kâr için doğaya karşı adeta bir savaş içinde. Yaşamlarımızı ve doğamızı savunmak bugün her zamankinden daha çok önem taşıyor.

Cudi’de devletin bekası için ormanları yok edenlerin, rant için gözünü Hevsel’e dikenlerin, Ege’de madencilik için zeytinlikleri yok edenlerin, Munzur’un gözelerine kepçeyle girenlerin, Trakya’da sanayii atıkları ile ırmakları kirletenlerin, Karadeniz’de HES’lerle dereleri kurutanların karşısında biz kadınlar yaşam alanlarımızı savunmak için en önde mücadele ediyoruz. 

Ekoloji eksenli bir toplumu savunmaya ve Demokratik Cumhuriyet’i bu ilkeyle inşa etmeye geliyoruz!

Erkek-devlet şiddetine son vermek için GELİYORUZ

Kadınlar bu ülkede katlediliyor, taciz ediliyor, tecavüze maruz kalıyor. “Erkek düzeninizi kabul etmiyoruz” dedikleri için cinsiyetçi saldırılarla karşılaşıyor, gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, hedef gösteriliyor!

AKP-MHP iktidarı ise erkekleri cezasızlıkla ödüllendiriyor, İstanbul Sözleşmesi’ni gasp ediyor. Yaşamlarımızı tahakküm altına almak istiyor.

Ancak biz kadınlar bu rejime karşı örgütlü gücümüzü ve mücadelemizi büyüterek cevap vereceğiz. Çoğalarak yaşamlarımızı kendimiz kurmak, birlikte değiştirmek için geliyoruz!

Bizler bu baharda kadın cinayetlerine bir kişi daha eklenmesine izin vermeyeceğiz. Deprem gibi felakete dönüşen doğal afetlerde şiddetin her türlüsüne ilk maruz kalanlar olmayacağız!

Erkek iktidarıyla, yargısıyla, medyasıyla, tüm kurumlarıyla kadınlara şiddeti ve baskıyı dayatan yönetimleri KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

Kadın yoksulluğuna son vermek için KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

AKP-MHP iktidarı ile ekonomik kriz derinleşiyor, toplum yoksullaşıyor, yoksulluk ise kadınlaşıyor. Devlet ve toplum, bakım emeğini kadınların ‘görevi’ olarak görüyor.

Evde ev işleri, işyerinde uzun mesai, güvencesizlik, düşük ücretlerle kadınlar dünyanın yükünü sırtında taşıyor. Cinsiyetçi iş bölümü kadınlara dayatılıyor.

Ev dışında ücretli çalışmak isteyen kadınlar ya iş bulamıyor ya da düşük ücretli ve emeklilik, sağlık hakkından mahrum şekilde kayıt dışı işlerde güvencesiz olarak çalışıyor.

Ücretli çalışan kadınlar işyerlerinde ise sömürüyle, ayrımcılıkla, şiddetle ve tacizle mücadele ediyor. Üstelik erkeklerle eşit ücreti alamıyor. En yoksul kesim kadınlar oluyor.

Sendikaların erkek egemen ve hiyerarşik yapıları kadınların örgütlenmesine engel oluyor. Yönetimlerde temsil edilemiyorlar ve toplu sözleşmelerde özgül sorunları göz ardı ediliyor.

Mevsimlik tarım işçileri arasında en güvencesiz kesim yine kadınlar.

Mülteci kadınlar toplumsal yaşamda her türlü şiddete maruz kalmalarının yanı sıra, düşük ücretlerle, en ucuz ve güvencesiz işlerde çalıştırılıyorlar.

Bizler; tarlada, işyerinde, evde kısacası her yerde kadın emeğinin sömürülmesini ve ekonomik krizin kadınları daha da yoksullaştırmasını engellemek için geliyoruz!

Doğal afet anında dahi kadın emeğini sömüren cinsiyetçi iş bölümünü KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

  • Afet bölgelerinde ve kriz süreçlerinde kadınların özgün ihtiyaçlarını karşılamak için kamu bütçesini seferber edeceğiz.
  • Eril, cinsiyetçi iş bölümüne, işyerinde ayrımcılığa, mobbinge ve eşitsizliklere son vereceğiz.
  • Kadınların istihdamı önündeki engel olan bakım hizmetlerini kamusallaştırırken, ücretli-ücretsiz çalışan tüm kadınlara sosyal güvence ve emeklilik hakkı getireceğiz. Emeklilik yaşını düşüreceğiz ve kadınlara emeklilikte pozitif ayrımcılık uygulanması için gerekli çalışmaları yapacağız.
  • Kadınların eğitime erişimlerini sağlayarak istihdamda cinsiyet eşitliğini sağlayacağız ve kadın istihdam alanlarını büyüteceğiz.
  • Cinsiyete dayalı ücret farkını kaldıracağız, “eşdeğer işe eşit ücret” uygulamasının tüm iş kollarında hayata geçireceğiz.
  • Yerel yönetimlerde çalışma yaşamında ilk uygulayan olduğumuz gibi Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesini ve 206 No’lu Tavsiye Kararı’nı en kısa sürede tüm ülkede onaylayacak ve hayata geçireceğiz.
  • Kadın işsizliği ve kadın yoksulluğunu azaltmak, kadınların üretimde daha çok yer alması için kadın kooperatiflerini ve üreticileri destekleyeceğiz.
  • Sendikalarda eşit temsiliyet ilkesinin uygulanması için düzenleme yapacak, Toplu İş Sözleşmelerinin görüşmelerinde kadınların eşit temsiliyet ile yer almasını sağlayacağız.
  • 8 Mart’ta tüm çalışan kadınların ücretli izinli sayılması için yasal düzenleme yapacağız.
  • İşyerlerinde farklı anadile, kimliğe, inanca veya kültüre sahip olan kadınlara, LGBTİ+’lara, ve mültecilere yönelik ayrımcılığın ortadan kaldırılması için gerekli önlemleri alacağız.
  • Kadınlara yönelik sosyal destek paketlerini, sosyal adalet ve cinsiyet eşitliğini gözetecek şekilde uygulayacağız.
  • Mevsimlik tarım işçisi kadınların güvenceli/güvenli çalışması ve yaşam koşullarının düzeltilmesi sağlayacağız.

Özel savaş politikalarına son vermek için GELİYORUZ

Kürt kadınlara yönelik özel savaş politikaları erkek devlet ve ona bağlı kolluk güçleri eliyle yürütülmeye devam ediyor. Kadınlar, kolluk tarafından uygulanan her türlü baskının ve şiddetin hedefinde.

Asimilasyon ve inkâr politikaları ile sindiremediği genç kadınlara yönelik özel savaş politikaları ise özellikle kadın bedeninin metalaştırılması üzerinden uygulanıyor.

Biz kadınlar, ajanlaştırma, madde kullanımına sürükleme, dijital taciz gibi yöntemlerle kadınların iradesini kırmaya çalışanlara karşı mücadeleden vazgeçmeyeceğiz.  

Kadınların yaşamlarını kontrol altına almaya çalışan özel savaş politikalarına son verecek, yaşamı KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

  • Özel savaş politikalarına bağlı suçları işlemiş tüm kolluk görevlileri hakkında yargılama süreci başlatacağız.
  • Kadın İhtisas Mahkemeleri’ni inşa edecek, cezasızlık politikalarıyla serbest bırakılanların bu mahkemelerde yargılanmasını sağlayacağız.
  • Kadın Bakanlığı’na ve yerel yönetimlere bağlı kadın merkezlerinin bünyesinde özel savaş politikalarına karşı öz savunmaya yönelik çalışmalar yürüteceğiz.
  • Madde bağımlılığına karşı uzmanların da içinde olduğu etkin bir denetim ve önleme ağı oluşturacağız.
  • Özel savaş yöntemlerine yönelik farkındalık çalışmaları yaparak kadınların kendilerini örgütleyebileceği alanları hep birlikte yaratacağız.
  • Ajanlaştırma faaliyetleriyle kadınları iradesizleştirmeye çalışanlar hakkında etkin bir soruşturma yürütülmesini sağlayacağız.

Nefret suçlarına son vermek için KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ

İktidar, kendisine muhalefet eden herkesi düşman ilan ediyor. Yasalar ve mahkemeler ise mağdurları değil şiddet uygulayanları ve çeteleri koruyor.

Şiddet artık sokaklara, evlere, ulaşım araçlarına, okullara, televizyonlara, afet bölgelerine, stadyumlara ve kısacası yaşamımızın her alanına yayıldı.

Cezaevlerinde kadınlar ağır hak ihlallerine uğruyor. Yüzlerce çocuk da anneleriyle birlikte bu ağır koşullarda yaşamak zorunda kalıyor.

İşkence, fiziksel şiddet, baskı, çıplak arama dayatması, görüş ve sağlık haklarının kısıtlanması, infaz yakma, hatta ölüm haberlerinin gelmediği gün yok.

Afet dönemlerinde kadınlar, cinsiyet kimlikleri, Aleviler ayrımcılığa maruz kalıyor, mülteciler ise linç edilme korkusuyla yaşıyor.

Kürtler 90’larda uygulanan şiddetin ve faili meçhullerin sembolü olan Beyaz Toros ve halk düşmanı tetikçilerle tehdit ediliyor.

Yaşamımızı hedef gösteren bu şiddet rejimini KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

  • Savaşa ve şiddetin her türlüsüne karşı kadınlar olarak dayanışma ve barış köprüleri kuracağız ve farklılıklarımızla yeni yaşamı inşa edeceğiz.
  • Nefret cinayetleri ile şiddeti teşvik eden ve cezasızlığı doğuran yasaları değiştirecek, şiddet gören kadınların korunması için gerekli yasal önlemleri alacağız.
  • Cezaevlerindeki işkence, tecrit, infaz yakma, çıplak arama, görüş yasakları, sürgün gibi temel insan hakları ihlallerine son vereceğiz.
  • Toplumsal, kültürel ve siyasal alanda LGBTİ+’lara karşı başta nefret cinayetleri olmak üzere, her türlü eşitsizliği ve ayrımcılığı ortadan kaldıracağız.
  • Medyada şiddet içeren dizi film ve programlar ile ayrımcı, ötekileştirici, kutuplaştırıcı, düşmanlaştırıcı dilin son bulması için gerekli adımları atacağız.
  • Milliyet, din, dil, inanç, inançsızlık, cinsel yönelim ve cinsel kimlik, mültecilik temelli nefret suçlarını engellemek için TCK’da yeni düzenlemeler yapacağız.
  • Çocukların şiddetten uzak yetişmesi için ırkçı, cinsiyetçi, başka halkları ve kültürleri ötekileştiren içerikteki ders kitaplarını ve eğitim müfredatını değiştireceğiz.

Özgürlükçü laiklik için GELİYORUZ

AKP iktidarı, bizlere dayattığı “makbul kadın” anlayışıyla kadınların hayatını cendere altına almaya çalışıyor. Neyi giyeceğimize, nasıl yaşayacağımıza, hangi okullarda okuyacağımıza, hangi mesleği seçeceğimize, kaç yaşında evlenip kaç çocuk doğuracağımıza, hangi inanca sahip olacağımıza karar vermeye kalkıyor.

Oysa biz kadınlar hayatımız hakkında kendimiz karar vermek istiyoruz. Özgürlüğümüzün kısıtlanmadığı bir ülkede yaşamak için bu baskı düzenini KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

  • Bizleri evlilik, giyim, yaş, inanç, din, milliyet ve savaş siyaseti üzerinden bölmelerine, makbul/makbul olmayan kadın diye ayırmalarına izin vermeyeceğiz.
  • Bedenimiz, emeğimiz, kimliğimiz, giyimimiz üzerinde hiçbir ‘reisin’, hiçbir iktidarın, hiçbir tarikat ve cemaatin tahakkümüne boyun eğmeyeceğiz.
  • Nasıl yaşayacağımıza, nereye ve kaç kilometre gideceğimize, ne giyeceğimize, başörtümüze de etek boyumuza da kendimiz karar vereceğiz.
  • Üç çocuk, beş çocuk doğurma baskısına karşı koyacağız, istediğimiz kadar çocuk dünyaya getireceğiz. Doğurmak istemiyorsak da doğurmayacağız.
  • İnançların devlet tekeline alınmasına son vereceğiz. Özgürlükçü laiklik anlayışı hayata geçireceğiz.
  • Din ve devlet ilişkilerini yeniden düzenleyerek İnanç Hizmetleri Üst Kurulu olarak çalışan İnanç Hizmetleri Başkanlığını kuracağız. Kurulda her inançtan kadınlar da yer alacak.
  • Dini inanç, mezhep, görüş ayrımı yapmaksızın, tüm kadınların kendilerini ve inançlarını özgürce ifade etme ve anadilde ibadet hakkını savunacağız.
  • İktidarın felaket haline getirdiği doğal afetlerde çocukların ebeveynleriyle/yakınlarıyla ya da onlarsız cemaat ve tarikat kurumlarına mahkûm edilmesine izin vermeyceğiz.
  • Tarikatların ve cemaatlerin dini, kadın ve kız çocuklar üzerinde baskı aracı olarak kullanmasına, toplumsal hayatın bütün alanlarına müdahale etmesine, kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesi gibi konularda fetva vermesine izin vermeyeceğiz.

Engelsiz bir yaşam için KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ

Kadın engelliler hem engelleri hem de toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri nedeniyle çoklu ayrımcılıkla karşı karşıya kalıyorlar. Afet gibi kriz süreçlerinde ise ayrımcılığa ve şiddete en çok maruz kalan kesimlerden biri engelliler.

Toplumsal yaşama katılma, eğitim, istihdam, sağlık gibi en temel insan haklarına erişmekten uzak, evlere kapatılmış halde yaşamaya mahkûm ediliyorlar.

Toplumsal yaşamda ve siyasette sağlamcılık ideolojisini KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

  • Çifte ayrımcılığa uğrayan kadın engelliler ve engelli çocukları olan kadınların sorunlarını yükselen kadın mücadelesinin bir parçası olarak görmeye devam edeceğiz.
  • Erkek egemenliğinin oluşturduğu beden kodlarını ve bu kodların bedene yüklediği rolleri yerine getirmeyen kadın engellilerin yaşadığı ayrımcılık, taciz, tecavüz, ihmal ve istismara karşı mücadeleyi büyüteceğiz.
  • Kadın engellilerin eğitim, iş, siyaset, sosyal ve kültürel alanlardaki varlığını önceleyecek, hak ve özgürlüklerini güvence altına alacak politikaları hayata geçireceğiz.
  • Engellilik durumundan kaynaklı ya da engelli çocuğuyla birlikte, ev içinde şiddete maruz kalan kadınlar için kolay erişilebilir sığınaklar inşa edeceğiz.
  • Engelli istihdamı kotalarının yüzde ellisinin kadınlara ayrılmasını sağlayacak değişiklikleri hayata geçirecek ve bunların uygulanmasını denetleyecek mekanizmaları oluşturacağız.
  • Felakete dönen doğal afetlerde kadın engellilerin desteklerden öncelikli yararlanmalarını sağlayacağız.
  • Kurulacak “Engelleri Kaldırma Bakanlığı” bünyesinde hizmet verecek olan “Kadın Politikaları Daire Başkanlığı”nın kadın engellilerin sorunlarıyla ilgilenmesi ve çözüm politikaları geliştirmesi için düzenleme yapacağız.

Sosyal haklarımız için GELİYORUZ

Ev işleri, çocuk ve yaşlı bakımı, engelli bakımı gibi birçok sorumluluk evlerde kadınlara yüklenirken kadınların payına düşen daha fazla yoksulluk ve emek sömürüsü oluyor.

Kadınlar, bakım yükü nedeniyle çalışma yaşamına dâhil olamıyor. Buna rağmen sosyal yardım alan kadınlar, devletin istatistiklerinde çalışan olarak görülüyor.

Dünyayı biz kadınlar emeğimizle döndürüyoruz. Erkek-egemen iktidarlardan alacaklıyız, hakkımızı almak için KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

  • Kentleri kadınların rahatlıkla sosyalleşebileceği, ihtiyaçlarını rahatça karşılayabildikleri ve kendilerini güvende hissedebilecekleri alanlar haline getireceğiz.
  • Genç kadınların barınma sorunlarını çözerek eğitimlerine ve hayatlarına kimseye bağımlı olmadan devam etmelerini sağlayacağız.
  • Kadınlara güvenceli yaşam bütçesini yaş ve medeni durum gözetmeksizin uygulamaya koyacağız. Hiçbir genç ve kadın yaşarken geçim kaygısı duymayacak!
  • Eşi hayatını kaybetmiş kadınlara sunulan destekten, boşanmış ve eşi cezaevinde olan kadınların da faydalanması için gerekli değişiklikleri yapacağız.
  • Kadınların bakım yükünden kurtulması için yaşlı ve engelli bakım evleri açarak ücretsiz hizmet verilmesinin koşullarını oluşturacağız.
  • Afet dolayısıyla evsiz, işsiz ve güvencesiz kalan milyonlarca kadının barınma ve sağlık gibi temel ihtiyaçları ile istihdamını kamu bütçesinden sağlayacağız.

Asrın felaket iktidarını KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ

Erkek egemen iktidar rant ve talan uğruna yaşamlarımızı çaldı. İmar afları ile sermayedarlara alan açtı. Son depremde görüldüğü gibi on binlerce insanın ölümüne neden oldu.

Acil durumlar ve afetler için harcanması gereken bütçeyi savaş için, rant için harcadı. Vergilerimiz afetleri önlemek için değil, yandaşları zengin etmek için kullanıldı.

İşte tam da bu nedenle; bir depremde on binlerin yaşamını, ailesini, evini, yakınlarını, hatıralarını, kentlerini yitirmesi politiktir!

Afetlerden önce bilimsel ve teknik hazırlığı, afet sonrası gerekli organizasyonu, koordinasyonu ve yönetimi gerçekleştiremeyen erkek egemen iktidar öldürüyor.

Yaşanan afetlerin en ağır sonucunu ise biz kadınlar yaşıyoruz. Kadınlar, engelliler, mülteciler, LGBTİ+’lar ayrımcılığa ve şiddete maruz kalırken devletin koruyucu mekanizmaları çalışmıyor.

Kent ve yaşam hakkını merkeze alan demokratik yerel yönetim modeliyle afeti felakete çeviren bu rant düzenini değiştirmek için biz hazırız!

Halkın ve kadınların çadırlarını depremin ilk gününde satan felaket iktidarını ve afet politikalarını KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

  • Tüm kentlerimizde, katılımcı ve toplumsal cinsiyet odaklı afet yönetim planları hazırlayarak uygulamaya koyacağız.
  • Her bir yerleşim birimini kadın, gençlik, çocuk ve engelli meclislerinin öncülüğünde örgütleyecek ve afet sonrası oluşabilecek ihtiyaçların karşılayabilmek için gerekli hazırlıkların yapılmasına öncelik vereceğiz.
  • Afet riskinin azaltılması yönündeki çalışmalara ve afet yönetimi süreçlerine kadınların etkin şekilde katılmasını teşvik edeceğiz.
  • Kadınların afet durumlarına hazırlıklı olması ve afet kurtarma/koordinasyon çalışmalarına katılımlarının artırılması için eğitimler düzenleyeceğiz.
  • Arama/kurtarma çalışmalarının çok dilli, toplumsal cinsiyet odaklı yapılması için gerekli adımları atacağız.
  • Afet sonrası toplanma alanları düzenlenirken yalnız yaşayan kadınlar için ayrı yaşam birimleri oluşturacağız.
  • Kadınların psiko-sosyal destek almalarını sağlayacak politikaları hayata geçireceğiz.
  • Kısa, orta ve uzun vadede planlamalarla kadınların hayata tekrar uyum sağlayabilmeleri için mor yaşam alanlarını hep birlikte inşa edeceğiz.
  • Afetlerde kaybolan veya refakatsiz kalan çocukların yaşamlarını koruma altına alacak politikaları hep birlikte geliştireceğiz.

Doğa düşmanı politikalara son vermek için GELİYORUZ

Doğanın talanına karşı mücadele etmek, erkek egemenliğine karşı da mücadele etmek anlamına geliyor.Kadınların öncülük ettiği bu mücadele; yaşam alanlarını kaybetme tehdidine, barınma hakkının ihlaline, gıda ve su kıtlığına, ekonomik üretimden dışlanmaya, zorla ve güvencesiz işçileştirilmeye, sosyal dayanışma mekanizmalarından ve toplumsal yaşamdan uzaklaştırılmaya, sağlık ve yaşam hakkı ihlallerine karşı bir mücadeledir. Kapitalizmin çoklu krizlerinden biri olan iklim krizi kadınların eşitsizliğini derinleştiriyor ve kitlesel iklim göçlerine neden olarak toplumları ayrıştırıyor. İktidarın doğa ve kadın düşmanı politikalarına karşı yeni yaşamı örmek için biz hazırız!

Doğa düşmanı rant ve talan politikalarını KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

  • Doğa haklarını savunurken, ekoloji mücadelesini cinsiyetçiliğe karşı mücadeleyle birlikte ele almaya devam edeceğiz.
  • Doğayı savunmak için mücadele ederken kadınların maruz kaldıkları fiziksel ve psikolojik şiddete karşı dayanışma ağlarını güçlendireceğiz.
  • Yerel yönetimlerde tarımsal üretim için ekolojik ve kadın merkezli bir çalışma ve değer yaratma anlayışıyla hareket edilen ekolojik köylerin, kooperatiflerin kurulmasını destekleyeceğiz.
  • Kadınların ve kız çocuklarının birlikte özgürleşebilecekleri kentleri ve diğer tüm yaşam alanlarını birlikte inşa edeceğiz.
  • Yerel demokrasinin en güçlü modeli olan yerel meclislerde iklim krizi, doğal afet ve biyoçeşitliliğin korunmasında kadınlar olarak etkin bir çalışma yürüteceğiz. 
  • Felaket iktidarının rantsal dönüşümle inşa ettiği beton kentler yerine katılımcı ve yerinde dönüşümü esas alan “ekolojik kadın kentler” inşa edeceğiz.
  • Doğal varlıkları, suları, sulak alanları, dereleri, denizleri, gölleri, ormanları, meraları, yaylaları, kışlıkları, tarım alanları ile hayvanların ve tüm canlıların yaşam hakkını koşulsuz koruyacağız.

Özgürlükçü laik bir eğitim için KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

AKP iktidarı, ‘dindar ve kindar nesiller’ yetiştirmek için kamusal, parasız, bilimsel, laik ve demokratik eğitimi hedef aldı. Öğrenci ve velileri müşteri gören piyasacı uygulamalara hız verdi.

İdeolojik amaçlarla okullar ayrıldı, 4+4+4 uygulaması ile kız çocuklarının okula gitme oranı düştü. Anadilde eğitim hakkı yok sayıldı. Bu yüzden yüzbinlerce çocuk eğitim hakkından mahrum kaldı.

Bizler tüm kadınların ve kız çocuklarının dillerine, inançlarına, inançsızlıklarına, cinsiyetlerine ve cinsel yönelimlerine, yaşam biçimlerine ve dünya görüşlerine eşit mesafede bir eğitim perspektifine sahip olacağız.

Bütün kadınların eğitim hakkından eşit bir şekilde yararlanması için KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

  • Parasız, cinsiyet eşitlikçi, halkların ve inançların eşitliğini gözeten, anadilinde, bilimsel ve demokratik eğitimi hayata geçireceğiz.
  • Ders kitaplarını ve diğer materyalleri cinsiyetçi, eril, tekçi, merkeziyetçi, mezhepçi, militarist, milliyetçi ve şoven içerikten arındıracağız.
  • AKP iktidarının araçsallaştırdığı din, ahlak, değer eğitimi gibi dersleri kaldıracak, eğitim alanında dini vakıf ve derneklerle yapılan iş birliklerine son vereceğiz.
  • Kız çocuklarının eğitime devam etmelerinde engel haline gelen 4+4+4 uygulamasına son verecek, karma eğitimi yasal güvence altına alacağız. 
  • Kız öğrencilerin yaşadıkları mahallelerde ve köylerde eğitim almalarını esas alacağız. Ulaşımın zorunlu olduğu yerlerde ise servislerin ücretsiz olmasını sağlayacağız.
  • Eğitim sistemini özgürlükçü laiklik anlayışa göre yeniden düzenleyeceğiz; Toplumsal Cinsiyet Eşitliği dersini zorunlu ders olarak müfredata ekleyeceğiz.
  • Kadın öğrencilerin tarikat yurtlarında kalmaya mecbur bırakılmasını önlemek için yemek, internet dahil ücretsiz yurt ve ihtiyaç sahiplerine burs imkânı yaratacağız.
  • Kadınlar için yaşam boyu akademik, kültürel-sanatsal, sosyal, iktisadi, eğitsel ve sağlık programlarını, yerelin ihtiyaçlarını esas alan eğitimleri kadınlarla birlikte oluştu­racağız.
  • Anadilinde eğitim hakkına sahip çıkmak için kadınlara yönelik okur-yazarlık kursları ve anadili üzerine eğitim programları düzenleyeceğiz.
  • Kadınların, oluşturulacağımız merkezlerde ekoloji, barış, demokrasi, insan hakları, acil durum ve afetler, mesleki ve teknik uzmanlık, bilgisayar, tarım ve kooperatifçilik gibi konularda eğitim almalarını sağlayacağız.

Eşit, ayrımsız ve ayrıcalıksız sağlık hakkı için GELİYORUZ

AKP iktidarı ile bugün sağlık hizmetlerinin kamusal niteliği kayboldu, ticari bir hale geldi. “Dönüşüm Programı” adı altında gelişen uygulamalar sağlık hizmetini her adımda paralı hale getirdi. Sağlığa ayrılan kaynakların azaltılması, kız çocukları ve kadınların sağlık ihtiyaçlarının ikincil plana atılmasını da beraberinde getirdi.

Yaşam yerlerinden uzak Şehir Hastaneleriyle sağlık, kadınlar için artık daha uzak. Bu da biz kadınların sağlık hizmetlerine ulaşımı için daha çok para ve daha çok zaman ayırmamız ya da tedavimizi ertelemek, yarıda bırakmak zorunda kalmamız demek.

Erkek egemen iktidar, kadınların bedensel sağlığının yanı sıra ruhsal sağlığını da bozuyor.

Hem ekonomik ve toplumsal krizlerde hem de iktidarın felaket haline getirdiği doğal afet süreçlerinde sağlığını ilk kaybedenler biz kadınlar oluyoruz.

Cinsiyetçi ve pahalı sağlık politikalarını KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

  • Sağlık hizmetlerinin planlanması, uygulanması ve denetlenmesi için kadınların kendi sağlıkları hakkında söz sahibi olacağı demokratik bir sağlık sistemi oluşturacağız.
  • Her mahallede kadınların hemen ulaşabileceği “Kadın Sağlığı Merkezleri”nin oluşturulması için yerel yönetimlerle ortak çalışmalar hayata geçireceğiz.
  • Kadınların hamilelik, doğum ve doğumdan sonraki süreçlerini, yoksullaşma korkusu ve cinsiyet rollerinin baskısı olmaksızın, kendi doğal ritmi içinde yaşamalarını olanaklı kılacağız.
  • Kadınların ve bebeklerin sağlıklarının korunmasını ve bakımını güvence altına alacağız.
  • Üreme sağlığı hizmetlerini, doğum kontrolü yöntemlerini ve kürtaj hizmetini erişilebilir ve ücretsiz hale getireceğiz. Kadının kürtaj kararını ve beyanını esas alacağız.
  • Cinsiyet kimliklerinin ihtiyaç amaçlı olan sağlık giderlerinin ücretsiz karşılanmasını sağlayacağız.
  • Rahim ağzı kanseri için HPV aşısını rutin aşılar sistemine alacağız. Aşının, çocuklar için cinsiyet fark etmeksizin 11-12 yaşında, yetişkinler için ise cinsiyetleri ve medeni durumları dikkate alınmaksızın ücretsiz yapılmasını destekleyeceğiz.
  • Engelli ve yaşlı bakımını üstlenen kadınlara öncelikli ücretsiz psikolojik ve fizyolojik destek hizmetleri verilmesini sağlayacağız.
  • Mülteci/göçmen kadınların kimlik numarası olmaksızın sağlık hizmetlerine erişim hakkından yararlanması için gerekli koşulları oluşturacağız.
  • Deprem, sel ve yangın gibi doğal afetlerde kadınların hastalıklardan korunması amacıyla Acil Durum ve Afet Bakanlığı bütçesi dahil tüm kamu bütçelerini seferber edeceğiz.

12. Savaşsız ve sınırsız bir yaşam için KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ

Sürekli hale gelen savaşlar, baskıcı otoriter rejimler, iktisadi ve ekolojik yıkımlar her gün daha çok insanı yerinden ediyor. Başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere emeği hunharca sömürülen, hukuki bir statü kazanmaları ve buna bağlı haklardan yararlanmaları engellenen göçmen ve mülteciler, artık bu coğrafyanın bir gerçekliği.

Mülteci, göçmen kadınların ve kız çocuklarının erkek egemen sistemin baskısı altında kültürel, sınıfsal, etnik ayrımcılığa uğradığı bu ülkeyi KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

  • Mülteci/göçmen kadınlara sağlıklı, güvenli ve erişilebilir barınma desteği sağlayacağız.
  • Göçmen işçi kadınlara güvenceli ve güvenli istihdam alanları oluşturacağız.
  • Yaşları ve sağlık durumları çalışmaya müsait olmayan, işsiz göçmen kadınlara sosyal destek sağlayacağız.
  • Göçmen kadınlara yapılan her türlü saldırı ve şiddete karşı ağır cezai yaptırımları içeren düzenlemeleri hayata geçireceğiz.
  • Zorla evlendirilen göçmen kadınların talepleri doğrultusunda boşanma süreçlerini kolaylaştıracağız, boşanan kadınlara her türlü maddi ve manevi desteği sunacağız.
  • Savaş nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalan göçmen/mülteci kadınlara ve çocuklara yönelik şiddeti engelleyecek yasal güvenceleri hayata geçireceğiz.
  • Afet dönemlerinde göçmen kadın, kız çocuğu ve LGBTİ+’lara güvenli, eşit, sağlıklı ve onurlu bir yaşam sağlanmasının koşullarını oluşturacağız.

Direnişten İsyana, İsyandan İnşaya;

Kadın Dayanışması ile Değiştirmeye Geliyoruz!

Erkek egemenliğine, kapitalizme, erkek-devlet şiddetine, emek sömürüsüne, yoksulluğun kadınlaşmasına, yaşam alanlarımızı yok eden ekolojik kırıma karşı biz kadınlar dünyanın her yerinde kendi geleceğimizi inşa ediyoruz.

Dayanışma ağlarını örgütleyerek; ülkelerden ülkelere, köylerden ilçelere, beldelerden kentlere dayanışma köprüleri kurarak güçleniyoruz.

Depremi felakete dönüştüren AKP/MHP iktidarına karşı kadınlar olarak ülkenin her yerinden “Yalnız değil, birlikteyiz!” diyerek yaşamı birlikte örmek için yollara düştük.

Öldüren merkeziyetçi iktidara karşı yaşamın her alanında güçlü bir toplumsal dayanışma ile felaketlerin üstesinden gelmek için hep birlikte çalışıyoruz.

Seslerimizle, renklerimizle, çoğulluğumuzla ve farklılıklarımızla savaşa, şiddete, kadın kırımına, ekolojik felaketlere karşı özgür bir dünyayı kurmak için buradayız.

Yaşadığımız coğrafyada ve dünyanın her yerindeki kadın mücadelesine ve kazanımlarımıza sahip çıkıyor, deneyimlerimizi paylaşıyoruz. 

Sokaklarda, meydanlarda, işyerlerinde, evde, emek verdiğimiz tüm yaşam alanlarında güçlenen özgürlük mücadelemiz ile erkek egemen ve otoriter rejimlere son vereceğiz!

Sınırları aşıyoruz ve daha çok kadınla, enternasyonal kadın dayanışma ağları inşa ederek GELİYORUZ!

Şimdi, kadın mücadelesini büyütme; özgürlüğü, eşitliği ve kendi kaderimize kendimizin karar verdiği yeni yaşamı savunma zamanı!

Şimdi Dayanışma Zamanı!

Şimdi Yaşamı Birlikte Özgürleştirme Zamanı!

Şimdi Jin Jiyan Azadî Zamanı!

Buradayız!

2023 Bahar’ında

Demokratik Cumhuriyet’e

Kadınlarla Birlikte Yürüyoruz!

Sözümüzle, Zılgıtımızla, Umudumuzla, Gülüşümüzle

Hep Birlikte Değiştirmeye Geliyoruz!

You may also like...