Daxuyaniya Çapemeniyê ya TJA û Platforma Şahmaran a Jinên Mêrdînê

Son yıllarda hem ülke hem de bölge genelinde kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarının arttığını görüyoruz. Biz kadınlar, çocuğa ve kadına yönelik şiddetin artmasını AKP politikalarından bağımsız şekilde değerlendirmiyoruz. Çocuk istismarı ve kadına yönelik şiddetin artmasının önemli bir etkeni de cezasızlık ve erkek yargıyla birebir alakalıdır. Oysa Türkiye’nin de taraf olduğu İstanbul Sözleşmesi ve Birleşmiş Millet Çocuk Hakları Sözleşmesi şiddetin önlenmesini, mağdurların korunmasını ve 18 yaş altında herkesin çocuk olduğunu kabul etmektedir. Ancak AKP iktidarı her fırsatta İstanbul Sözleşmesi veya TCK 103 gibi maddeleri tartışmaya açarak erkek şiddetini ve çocuk istismarını adeta meşrulaştırmaya çalışmaktadır.

2020’nin Temmuz ayında basına yansıyan ve infial yaratan bir vaka da Mardin’in Kızıltepe ilçesinde yaşanmıştır. Akraba ziyareti için Kızıltepe’ye gelen 17 yaşındaki Z.Ç. amcası Osman Çur tarafından istismar edilmiştir. Şikâyet edilen Osman Çur önce serbest bırakılmış, ardından cinsel istismarda bulunduğu DNA raporuyla kanıtlandıktan sonra tutuklanmıştır. Fakat 13 Ocak’ta görülen davada fail hakkında mahkeme heyeti ‘’delillerin toplanmış olması, karartılma şüphesinin bulunmaması ve sanığın kaçma ihtimali bulunmadığı’’ öne sürülerek tutuksuz yargılanmasına karar vermiştir.  Osman Çur, cezaevinden çıkması sırasında ise kimi akrabaları tarafından davul ve zurna ile karşılanmıştır.

Biz kadınlar kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı davalarında yaşanan cezasızlık politikasının, koruma ve serbest bırakma uygulamalarının şiddeti değil önlemek, şiddete zemin oluşturduğunu gayet iyi biliyoruz. Mardin ve çevre illerde cezasızlık politikasının, faillerin ve kolluk güçlerinin korunduğunun, çocuk ve kadınların intihara sürüklendiğinin bir fiil tanıklarıyız. 2020 yılı içerisinde Mardin’de 10 kadının şüpheli şekilde öldüğünü biliyoruz. Hakeza daha önce verilen ceza kararlarında dahi failin tutuklanmadığını gördük. Osman Çur’un DNA raporuyla cinsel istismar suçunu işlemiş olduğu kanıtlandığı halde tutuksuz yargılanmak için serbest bırakılması bizleri son derece endişelendirmektedir. Basına yansıyan haberlerde Z.Ç.’nin daha önce ve yeniden intihara teşebbüs ettiğini görmek bizim endişelerimizi daha da artırmaktadır.

Cezasızlık kültürünün sonucu olarak faillerin korunması veya serbest dolaşması gibi uygulamalar hem adalet kavramını sorgulamamıza neden olmakta hem de şiddet vakalarında ciddi artış ve sonuçlara yol açmaktadır. Erkek egemen zihniyetin ise hem tepeden şiddeti meşrulaştıran söylemlerle hem de erkek yargı ile aşılamayacağının farkındayız. Aynı erkek yargı kadın aktivistleri tutuklarken, ‘anasoylu toplum yaşanmıştır’ dediği için Leyla Güven hakkında hapis cezası isterken, öz savunma hakkını kullanan Melek İpek’i tutuklarken Osman Çur gibi istismar ve tecavüz zanlıları serbest dolaşmaktadır.

Bu anlamda adaletin sağlanması, kadına ve çocuğa yönelik şiddetin önlenmesi ve çocuğun yüksek yararının öne çıkarılması için mücadele etmeye devam edeceğiz. Erkek yargıyla, cezasızlıkla, kadın ve çocukların hayatlarında ardı ardına travma etkisi yaratmanıza izin vermeyeceğiz. Beklentimiz ilgili sözleşmelerin uygulanması, şiddetin önlenmesi için gereken adımların atılması ve sistematik hale gelen vakalarda ivedilikle adaletin sağlanmasıdır. Mardin Şahmaran Kadın Platformu olarak Z.Ç. davasının takipçisi olacağımızı, failin gereken cezayı alması ve cezanın uygulanması için elimizden geleni yapacağımızı belirtmek isteriz.

 

MARDİN ŞAHMARAN KADIN PLATFORMU

 

You may also like...