‘Özgür kadın mücadelesi vereceğiz’

Silêmanî kentinde gerçekleştirilen NADA’nın kongresinde konuşan TJA aktivistimiz Hacer Özdemir, Kürt Halk Önderi Abdullah Sayın Öcalan’ın çağrısının, tüm dünya halklarına yapıldığını belirterek, “Ülkemizin özgürleşmesi ve kadının özgürleşmesi birbirine bağlıdır. TJA olarak; özgür kadın mücadelesi vereceğiz.
Birinci ve ikinci dünya savaşını üçüncü dünya savaşı gibi adlandıramıyoruz. Bu savaş, teknoloji savaşıdır. Kadın mücadelesine yönelik bir savaştır. Bunu Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan söyledi. Orta Doğu medeniyetin başladığı yer, birçok ilerlemenin yaşandığı yer.
Emperyalist güçler, bu kaosun sürmesini istiyorlar. Sayın Abdullah Öcalan da bu uyarıyı yaptı. ‘Bu savaşa karşı biz de mücadelemizi verelim, tavrımızı gösterilim’ dedi. Halk mücadelesine başladı ve bu mücadele sürüyor. Bu uyarı aslında doğrudan kadınlara yapılmış bir uyarıdır, tankla, topla savaşmıyorlar ama bir akıl savaşı var. Afganistan adına konuşan arkadaş ta dile getirdi, Afrika, Kuzey Afrika ve Orta Doğu kadınlar için tam bir cehennem haline gelmiş durumda. Bu savaşçı zihniyete karşı mücadele etmezsek kendimizi suçlu hissetmemiz lazım. 27 Şubat’ta Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrı kalıcı bir barışın, demokrasinin sağlanması için yapılan bir çağrıydı. Demokrasi inşa edilmezse, barış kalıcı hale gelmezse kadınlar olarak kendimizi var etmemiz daha zor olur” dedi.
‘Özgür kadın mücadelesi vereceğiz’
Kürt halkının yaşadığı sorunların sadece halkın değil, Orta Doğu’nun sorunu olduğunu dile getiren aktivistimiz Hacer Özdemir, çözülmemiş her sorunun alt yapısında Kürt sorunu olduğunu belirterek demokrasinin inşa edilmesi kadınlarla mümkündür, kadınlar savaşa hiç öncülük etmedi. Savaşı çıkaran hep erkekler oldu. Savaşın panzehiri de kalıcı bir barışın olması bizim işimiz çok zor. ‘Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşmez’ sözü çok derin bir sözdür. Bu sözden yola çıkarak, yol ve yöntemlerimizi gözden geçirelim. Her şeyden önce kendimize güvenelim. Bu kaosu durdurma gücümüz var. Herkes kaldığı yerde kendi mücadelesini veriyor ve bu mücadele savaşa karşı verilen mücadeledir. Kimse ben bu savaşın uzağındayım, beni etkilemiyor diyemez.
Yürütülen bu savaş yaşamlarımız üzerinden ne kadar etkisi var? Coğrafyamızın üzerinde ne kadar etkisi var. Bu suni sınırları biz koymadık, egemen güçler çizdi. Bu sınırlara karşı mücadele edelim. Emperyalist ve cihadçı güçlere izin vermeyelim. Bu büyük bir mücadele dönemidir, Halepçe’den biliyoruz, Êzidîlere yönelik soykırımdan biliyoruz, Rojava’dan biliyoruz. Bu savaşlara karşı omuzlarımızda büyük bir yük var. Ülkemizin özgürleşmesi ve kadının özgürleşmesi birbirine bağlıdır. TJA olarak; özgür kadın mücadelesi vereceğiz.
Sayın Öcalan’ın yaptığı çağrı sadece Kürt halkına değil tüm dünyaya yapılan çağrıydı. Tüm halklar bir arada yaşayabiliriz dedi. Bunu Rojava’da görebiliriz. Halkların birbiriyle sorunu yok, ulus devletlerin sorunlar var. Birbirimizle ilişkimizi kesmek istediler. Eğer oturmuş bir demokrasi olursa, devletler demokratik olursa ve kalıcı bir barış sağlanması için rolümüzü iyi oynamamız lazım. ‘Jin jiyan azadî’ felsefesiyle savaşları durduracağız, tüm halklar için demokratik konfederalizm modelini oluşturacağız.”