Yılanların Şahı Şahmaran!

Yılanların şahı” Şahmeran, yaklaşık 3 bin yıldır Mezopotamya coğrafyasının en bilinen efsanesi ve mitolojik sembolüdür. Hindistan’da doğduğuna inanılan bu efsanenin Mezopotamya coğrafyasındaki yansıması şifacılıktır.
Şahmeran efsanesinin, milattan önce (M.Ö.) 1000’li yıllardan günümüze değin uzandığı ve dünyanın geniş bir coğrafyasını etkisi altına aldığı söylenebilir. Şahmeran, İran-Pers mitolojisinde rastlanan akıllı ve iyicil olarak tanımlanan belinden aşağısı yılan, üstü ise insan şeklindeki mitolojik figürdür. Doğaüstü varlıkların başında bulunan ve hiç yaşlanmayan Şahmeran’ın ölünce, ruhunun kızına geçtiğine inanılır. Adı, Farsça’da yılanların şahı anlamına gelen “Şah-ı mârân”dan gelir. Halk arasında “Şahmeran” ya da “Şahmaran” olarak da tabir edilir.
Ülkesi yeraltıdır…
Şahmeran’a ilişkin tüm efsaneler ve bu efsanelere özgü tüm betimlemelerde bu varlık dişidir. Şahmeran’ın Akdeniz bölgesinin Tarsus ilçesinde bulunan Ceyhan ile Misis arasındaki yılan kalede yaşadığı söyleniyorsa da efsaneye göre Şahmeran bir yeraltı ülkesinde yılanlarıyla birlikte yaşamaktadır.
Benzer bir efsane de Mardin yöresinde geçer. Bu yörede Şahmeran bir resimle tasvir edilir ve Şahmeran ustaları tarafından yapılan tablolar evlerin duvarlarını süsler.
Şahmeran efsanelerinin Hititler zamanında anlatılan Illuyanka efsanesine dayandığı ve mitolojide anlatılan Gigantların (Yunan mitolojisinde Tartarus ve Gaia’nın birleşmesi sonucunda yaratılan yılan ayaklı ölümsüz devler) bu efsanenin yaratılışına kaynak olduğunu da söylenir. Yine kimi kaynaklara göre Şahmeran efsanelerine Hint coğrafyası kaynaklık eder. Efsane buradan İran’a, Mezopotamya’ya, Anadolu’ya, Kafkasya ve batıya aktarılır ve bu geçişte evrensel bir efsaneye dönüşür.
Şahmeran’la tanışan ilk insanın ismi bazı kaynaklarda Belkıya ya da Cemşab olarak geçer.  Kimi kaynaklarda ise Şahmeran’la ilk buluşan kişinin Lokman olduğu söylenir.
Binlerce yıl önce yerin yedi kat altında Tarsus’ta yaşayan yılanlar vardı. “Meran” adı verilen bu yılanlar, akıllı ve şefkatliydi. Barış içinde yaşarlardı. Meranların kraliçesine Şahmeran denirdi.
Cemşab ve Şahmeran efsanesi
Efsaneye göre, Şahmeran’ı gören ilk insan Cemşab olur. O, geçimi için odun satan fakir bir ailenin oğludur. Bir gün Cemşab ve arkadaşları bal dolu bir mağara keşfederler. Balı çıkarmak için Cemşab’ı aşağıya indiren arkadaşları, paylarına daha çok bal düşmesi için onu orada bırakıp kaçarlar. Cemşab mağarada bir delik gördü ve buradan ışık sızdığını fark eder. Cebindeki bıçak ile deliği büyütünce, ömründe görmediği kadar güzel bir bahçeye girer. Bu bahçede eşi benzeri olmayan çiçekler ve bir havuz ile pek çok yılan vardır.  Havuzun başındaki tahtta süt beyaz vücutlu bir yılanın oturduğunu görür. Bu Şahmeran’dı…  Şahmeran’ın güvenini kazanan Cemşab, uzun yıllar bu bahçede yaşar. Şahmeran ona, şifa veren otların neler olduğunu öğretir.
Cemşab yıllar sonra, ailesini çok özlediğini söyleyip gitmek için yalvarır. Bunun üzerine Şahmeran da kendisini salıvereceğini, ancak yerini kimseye söylemeyeceğine dair söz vermesini ister. Ailesine kavuşan Cemşab, uzun yıllar verdiği sözde durarak Şahmeran’ın yerini kimseye söylemez. Bir gün ülkenin padişahı hastalanır. Vezir, hastalığın çaresinin Şahmeran’ın etini yemek olduğunu söyleyip, her yere haber salar. Şahmeran’ı gören kişinin sırtının yılan derisi gibi pul pul olacağını padişaha söyleyince, padişah herkesin hamama gelerek yıkanması emrini verir. Cemşab Şahmeran’a söz verdiği için hamama gitmek istemese de zorla götürülür. Cemşab soyununca vezir, derisinde pullar olduğunu fark eder ve Cemşab’ı konuşturmayı başarır. Cemşab, kuyunun yerini gösterince Şahmeran bulunup dışarı çıkarılır. Sonunun ölüm olduğunu bilen Şahmeran Cemşab’a, “Benim başımı kaynatıp padişaha içir, padişah kurtulsun, gövdemi de vezire içir, ölsün, kuyruğumu da kaynatıp sen iç, böylece lokman hekim ol” der. Böylece vezir öldü, padişah da iyileşip Cemşab’ı veziri yapar ve rivayete göre de Cemşab, lokman hekim olur.
Efsanede, Şahmeran’ın öldürüldüğünü bilmeyen yılanların bunu öğrendiğinde Tarsus’u istila edeceği rivayet edilir.

You may also like...