Basına ve Kamuoyuna;

Son zamanlarda giderek artan ve sistematik bir şekilde kadınlar ve çocuklar üzerinde uygulanan erkek egemenliğinin şiddet politikaları sabrımızı tüketti.

AKP-MHP iktidarı bugün ülkenin her yanında kadınlara karşı savaş açmış durumda. Kadınların mücadeleleri ile elde edilen kazanımları bir bir yok ediliyor, uygulanmayan yasalar, teşvik edici indirimler, şiddeti normal gören söylemlerle kadın kırımı bu ülkenin erkeklerine meşru bir hak olarak veriliyor. Bu şiddete sabrımız tükendi!

Ve bugün coğrafyamızda kadına yönelik her türlü şiddet aynı zamanda Kürtlere yönelik yürütülen kirli savaşın bir parçası olarak görülüyor. Gün geçmiyor ki Kürdistan’ın bir köşesinden taciz, tecavüz, cinayet, fuhuş, uyuşturucu haberi almayalım. Bir özel savaş politikası olarak bugün coğrafyamızın her yanında cinsiyet temelli bir saldırı söz konusu. 5000 yıldır inşa edilen erkek egemen sistemin bütün ideolojik, politik savaş argümanları bugün katmerli bir şekilde uygulanıyor. Savaş silahı olarak kullanılmaya sabrımız tükendi!

Son zamanlarda, özellikle üniformalı failler tarafından işlenilen cinayetler, kaybetmeler, fuhuş çeteleri haberleri her gün biz kadınların öfkesini bilerken, bu suça karışanlar, suça teşvik edenler ellerini, kollarını sallayarak sokaklarımızda dolanmaya devam ediyor. Cezasızlığa sabrımız tükendi!

Bizler çok iyi biliyoruz ki bu cezasızlık hali bütün erkekleri şiddet uygulamak için motive ediyor, cesaret veriyor. Çatışmanın, yıkımın, savaşın olduğu her yerde kadınlar kurban edilmek isteniyor. Bilin; sabrımız tükendi!

Geçtiğimiz hafta önce Şırnak Uludere’de 17 yaşındaki Firdevs Babat katledildi. Ardından, 23 Ağustos’ta Şırnak İdil’de Leyla Karaaslan ve kızları Derya, Melek, Şerif Karaaslan fail Hasan Karaaslan tarafından katledildi! Sadece birkaç gün içerisinde bir ilde 5 kadın katledildi. Hasan Karaaslan’ın tutuklanması öfkemizi dindirmiyor. Bugün, özellikle bölgede şiddet faili erkekler cezasızlık zırhı ile sokaklarımızda dolaşmasaydı, kadın-erkek eşitliğine dayalı politikalar geliştirilmiş olsaydı, binbir emekle açtığımız kadın kurumlarımız kayyımlara peşkeş çekilmeseydi 5 kadın arkadaşımız da yaşıyor olabilirdi. Sorumlusu erkekleri cesaretlendiren, kadınları ölüme mahkum eden erkek egemenliği ve onun bu coğrafyadaki sözcüsü AKP-MHP faşist iktidarıdır.  Bu iktidarın kadın düşmanlığına sabrımız tükendi!

Bir savaş silahı olarak erkek egemenliğini kışkırtmak, kadınları ölüme, köleliğe mahkum etmek kabul ettiğimiz bir durum değil, olmayacak. Kadınları şiddetle susturacaklarını sananlara karşı en büyük özsavunmamız olan örgütlülüğümüzle cevap olmaya ve kadın mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz. Burada, evlerimizde, sokaklarımızda, mahallemizde hiçbir kadın çaresiz değildir, hiçbir kadın yalnız değildir! Münferit olmayan bu kadın cinayetlerine karşı bir kez daha sesleniyoruz. Her türlü ahlaksızlığın dayatıldığı, toplumumuzun kadın ve çocuklar üzerinden güçsüzleştirilmeye çalışıldığı bugünlerde kadınlar olarak bir kez daha bu suçların arkasındaki karanlık güçleri uyarıyoruz; Kadınları biyolojik bir savaş nesnesi gibi kullanmanıza izin vermeyeceğiz. Sabrımız tükendi; kadınlardan, çocuklardan ellerinizi çekin.

Yaşasın örgütlü mücadelemiz,

Yaşasın kadın mücadelemiz,

TJA, HDP, DBP

You may also like...