Basına ve kamuoyuna Amed Açlık Grevin Eylemi

 

Düşünce ve ifade özgürlüğü 21.yüzyılda yaşadığımız coğrafyada bir kıyımdan geçmekte, insanlık haklarını savunmak, demokratik siyaset yapmak ya da sadece barış talep ettiği için ağır bedeller ödenmektedir. Hukukun ayaklar altına alındığı, söz konusu muhalif ise hiçbir yasanın uygulanmadığı, insanların hukuk eli ile çarmığa gerildiği bu yüzyılda hukuk arayışı nedeniyle bedenleri ile direnen zindan direnişçilerinin sesi olmak için buradayız.

Bugün Türkiye ve Kürdistan zindanlarında ağırlaştırılmış tecrit ve cezaevlerinde artan hak ihlallerine karşı siyasi tutsaklar tarafından başlatılan süresiz dönüşümlü açlık grevlerinin 48. günü.

Peki, cezaevleri bu eylem ile hangi çağrılarda bulunuyor?

15 Şubat 1999’dan bu yana İmralı Adası’ndaki Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevinde ağır tecrit koşulları altında olan Sayın Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin kaldırılması, İmralı cezaevine sevk talebi, CPT’nin işkenceyi, insanlık dışı muameleyi önleme sorumluluğunu, bağımsız bir kurum olmanın gerekliliklerini yerine getirmesi başta İmralı olmak üzere, bütün cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini yerinde gözlemleme ve gereğinin yapılmasını talep ediyor.

Cezaevlerindeki hak ihlalleri işkenceye varan boyutlara ulaşmıştır. Tutsakların tek kişilik hücrelere konulması, cezaevi görevlilerinin uyguladığı darp ve işkence, yiyeceklerin az ve hijyene uygun olmayışı, disiplin cezalarının keyfi bir biçimde uygulanması, kalabalık olan koğuşlarda yatacak yer bulunmaması, hasta tutsakların tedavi süreçlerinin aksatılması, kelepçeli muayene dayatması ve ilaçların verilmemesi, anneleri ile birlikte kalmak durumunda olan çocukların ihtiyaçlarının gözetilmemesi, ziyaretçilere yönelik onur kırıcı muameleler ve çoğu kez ziyaret hakkının engellenmesi, çıplak arama uygulamaları, mahrem alanlara kameralar konulması, havalandırma boşluklarının tel örgülerle çevrilmesi gibi en temel hakların ihlal edildiği , onur kırıcı uygulamaların söz konusu olduğuna dair bilgiler neredeyse her gün basında yerini alıyor .

Tecrit içerde veya dışarda her gün yeni bir hak ihlali doğuruyor, halklara ve muhalif kesimlere olan tahammülsüzlük aykırı renge sahip bir karıncaya dahi yaşam hakkı vermiyor .

Bu ağır koşullarda dahi ,demokratik taleplerin hayat bulması ,huzur ve barışın tesisi için cezaevleri halklara adil eşit özgür bir yaşam sunmak adına direnmektedir .

Bugün ortaya konan hiçbir talep yasadışı değildir. Aksine daha fazla suç işlenmemesi adına hem tarafı olduğu uluslar arası yasaları, hem kendi anayasası ile güvence altına alınan hakların uygulanması için bir çağrıdır .

Mevcut iktidara ve bütün yargı mercilerine çağrımızdır çok geç olmadan yasalarınızı uygulayın, zindanların taleplerini yerine getirin.

 

Muhalif bütün kesimlere çağrımızdır;

Toplumsal her tepki iktidar tarafından terörize ediliyor toplum tek tipleştirilerek nefes alamaz hale getiriliyor.  Dün söyledik, bugün tekrar ediyoruz. Sustuğunuz her haksızlık, her hukuksuzluk kendi içinde büyüyerek ekti alanını daha çok genişletip sistem eleştirisi yapan her kesimi yok etmeyi hedefliyor. Bu nedenle muhalif bütün kesimleri, demokratik kitle örgütlerini bu hak ihlallerinin karşında durmaya ve cezaevlerinin sesi olmaya davet ediyoruz.

TJA

 

You may also like...